Şimdi esas konuya girmeden önce -ki esas konunun ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yok, canım sıkıldı birkaç satır bir şey yazayım diye girdim blog'a- bir şeyler söylemek istiyorum.
Biliyorsunuz, en son 500 sayfalık destan niteliğinde İzmir Kitap Fuarı post'u girdim ve bu kitap fuarı etiketini aratarak bloga sadece 1 kişi girmiş jdfhfd
O kişi her kimse eğer gerçekten canı gönülden bana ulaşmasını istiyorum, çünkü o 1 kişi beni bu post'u yazmama yüreklendirdi. Gönderilerimin 1 kişi tarafından bile okunduğunu bilmek yazma şevkimi arttırdı! Yazılarımın 1 kişiye bile ulaşması yeter be. İyi ki varsın, iyi ki bloguma girdin o isimsiz 1 kişi fjhfdh
Bir de geçen gönderiye bir sürü etiket koydum insan en az bir iki etiketi aratıp da girmez mi ya? 27 kişi okumuş yazıyı sadece fdshdf Ulan bir de bizim millet genelde resimli büyük yazılı falan şeyleri okumayı seviyor diye gönderiye bir sürü resim koydum. Artık en son bloga bir iki ziyaretçi gelsin şu postlar okunsun diye gönderilere instagram hilesi, takipçi kasma gibi etiketler koycam bu işin böyle olacağı yok.
Kitap Fuarı gönderisinden bu ara okuma yönünden çok verimli günler geçirdim. Baya bir kitap okudum. Okuduklarımın bir iki tanesi hariç neredeyse hepsi muhteşemdi hatta. 2017'de bu güne kadar okumak için seçtiğim kitapların neredeyse hiçbiri beni hayal kırıklığına uğratmadı o bakımdan oldukça mutluyum. Şimdi de en çok sevdiğim ve aklımda kalan o iki kitaptan ve beni gerçekten öööhh çok pis sıkan o lanet kitaptan bahsedeceğim.
Aklımda en çok kalan o muhteşem kitapların başında ilk sırayı Gone Girl by Gillian Flynn alıyor. Kitabın popülaritesinin oldukça yüksek olduğu zamanlarda bu kitabı alanların çoğu "bu ne yaa okurken çok sıkıldım yarım bıraktım hiç polisiye değil olmamış pff" gibi yorumlar yapıyordu. Ben de herkesin yorumlarından etkilenen katıksız bir geri zekalı olduğum için kitaba karşı baya ön yargı beslemiştim, alıp okumak hiç içimden gelmemişti. Kısmet 3 sene sonrasınaymış dhdfh KİTAP MUHTEŞEM SEVGİLİ KİTAP DOSTLARI. BU SENE OKUDUĞUM EN İYİ KİTAPLAR ARASINDA İLK ÜÇE ÇOK RAHAT GİRER. Benim bu kitabı bu kadar çok sevmemi sağlayan en önemli şey yazarın iki ana karakter olan Nick ve Amy'yi bu kadar güzel anlatmasıydı. Kitabı okurken hem Nick'e hem Amy'e hak verdim çünkü yazar taraf tutmanıza neredeyse hiç izin vermiyor. Bir kadın olarak hem "kadın beyni" hem de "erkek beyni" ile düşünüp yazması en çok hoşuma giden şey oldu. Gelişen olaylardan ziyade ben karakterlerin kendi iç dünyalarını ve kendileriyle hesaplaşmalarını severek okudum. Fakat söylemeden geçmeyeyim eğer kitaba oh bee sonunda Sherlock Holmes ya da Dave Gurney tarzı bir şeyler okuyacağım beklentisiyle başlarsanız hayal kırıklığına uğrarsınız. Öyle başlamayın ALIN OKUYUN BU KİTABI BE fgfhj He bir de kitabın filmi var söylemeyi unuttum. Ben filmi izlemedim, genelde okuduğum şeyler aham şaham fantastik ögeler içermiyorsa karakterlerin kendi zihnimde oluşturduğum görünüşle kalmasını seviyorum. Ama yazı öbür türlü wikiliks belgeleri gibi kalıyor o yüzden aşağıya filmden bir gif koyayım bari fdjhfdh
Sen çok alçak bir adamsın Nick. İnsanlara bel altı vuracak kadar alçak. Senin akıl hocalarını da biliyorum ben. Senin akıl hocaların kendi karısının çektiği... jdfhfdhjhfd
Bu kadar güzel bir kitap okudum övdüm ya tamam şimdi başka bir tane kitabı yerden yere vurabilirim. Ve maalesef o şanssız kurbanım ise The DUFF by Kody Keplinger Ben bu kitabı tee 2 sene önce D&R'dan Zoe Sugg'ın Çevrimiçi Kız kitabıyla birlikte almıştım. İşte bu DUFF'ı okuyanların çoğu "aa süper tam gençlik kitabı çok eğlendim" falan diyordu GERÇEKTEN BU YORUM YAPAN İNSANLARI CİDDİYE ALMAMAM GEREKTİĞİNİ ÖĞRENMEM LAZIM. 2 sene boyunca okumadım tabi dfjhdf Geçen gün kafama esti kitap, alıp okuyayım birkaç saate biter boş vaktim dolsun dedim dolmaz olaydı o boş vaktim keşke dfjhfdh Hayatımda bu kadar boş ee so what?? tarzı bir kitap okumamıştım uzun süredir. Belki kitabı 16-17 yaşlarımda okusam çok beğenirdim ama hakikaten yaş 30'a dayanırken (21 yaşındayım dfjfdh) böyle american teenage high school drama tarzı kitapları okumayı kafam hiç almıyormuş bunu fark ettim. Saçma sapan amerikan gençlik filmleri tarzı bir kitap. Genç beyinlere verilecek olan mesajı hiç anlamadım bence bir mesaj da yoktu dfjhfh Karakterin -adını bile unuttum- o tutarsız ergen tavırları hala aklımda. Ayrıca çoğu zaman yazarımız kadın olmasına rağmen cinsiyetçi bir tavır takınmış bu hiç hoşuma gitmedi. Gerçi 15-16 yaş arası american teenage'lere hitap eden çerezlik gençlik kitabından Margaret Atwood tavrı beklemem de benim hatam ama olsun dhgfdhj Kitabın bir de filmi var beni hiç şaşırtmadı. Kitabın Türkçe çevirisi de Pegasus Yayınları'na ait, bunca yerden yere vurmama karşın alıp okumak isterseniz kitabı buradan inceleyebilirsiniz. (vee bu gönderiden sonra kitap piyasadan toplatılır)
Filmin konusu kitaptan biraz farklıymış bu arada. Ek olarak Bella Thorne'un oynadığı bir karakter varmış. Güzel Rabbim rezilliğime bak üniversite bitecek ben hala gençlik dramaları peşinde yıllarımı ziyan ediyorum jdhfd
Yazı gittikçe destan halini alıyor o yüzden düşen çenemi biraz toparlayıp diğer beğendiğim o muhteşem kitaptan kısaca bahsedip yazıyı sonlandırmak istiyorum. Mayıs ayı içinde okuduğum muhteşem kitaplardan biri de Why Be Happy When You Could Be Normal? by Jeanette Winterson'dı. Bu kitabı kitap fuarı zamanında Sel Yayıncılık standından almıştım. İyi ki de almışım diyorum. Muhteşem bir yazarla tanıştım, muhteşem bir otobiyografi okudum, muhteşem bir dünyaya göz atma fırsatı elde edindim. Kitap dediğim gibi Jeanette Winterson'ın kendi hayatını ele alıyor. Bir insan kendi hayatını bu kadar güzel anlatabilir mi? Anlatabilirmiş. Okurken bir an bile sıkılmadım, iyi ki alıp okumuşum dediğim kitaplardan biri de bu işte. Eğer aldığım baskıyı incelemek isterseniz link şurada.
“Books, for me, are a home. Books don’t make a home – they are one, in the sense that just as you do with a door, you open a book, and you go inside. Inside there is a different kind of time and a different kind of space.”
Jeanette Winterson, Why Be Happy When You Could Be Normal?
Satır aralarında kendini bulmak böyle bir şey olsa gerek işte.
Evet sevgili dostlar, yazım burada sonlanırken size sevgilerimi sunuyor, bol kitapla dolu günler geçirmenizi diliyor ve balkon konuşmama son veriyorum kvhdfjhf
Edebiyatla kalın.
❤